top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıAli Alper Çeltek

Haksızlık Bu ve Beni Üzüyor!

Güncelleme tarihi: 13 Oca 2018



" Sabaha kadar uyumadım, O’ nun için çalıştım. Sabah tam istediği saatte istediği raporu teslim ettim O’ na. Teşekkür edeceği yerde; orası öyleymiş, burası böyleymiş, iki sayfa yerine tek sayfada özetleseymişim, vs bir sürü de eleştiri . . .


Üstelik sonradan fark ettim ki ekipten bir tek ben raporumu istediği saatte hazır etmişim. Diğerleri o gün içinde geç bir saatte, katılacağı toplantıdan sonra teslim ettiler raporlarını. Kendimi çok kötü hissettim. Haksızlık bu ve beni üzüyor! "


O günkü görüşmemize getirdiği konusuydu bu. Üzgündü. Kendisine haksızlık yapıldığını düşündüğü olayı sindirememişti. Bu da O' na gergin ve kızgın bir hal veriyordu. Yöneticisine de kırgındı.


Önce 'duyguda

uyumlandık' ve bir süre kaldık. Anlatmak, paylaşmak rahatlatmıştı. Anlaşılmak

da iyi gelmişti. 'Kontratı'mızı yapıp görüşmeye başladık: Bu tip durumlarda ne

yapması gerektiği ile ilgili bir fikir, ipucu, çıkış yolu arıyordu.


'Kimya

Görüşmesi' sonrası birlikte 'Yönetici Koçluğu' sürecini yürütme kararı aldıktan

sonraki ilk görüşmemizde 'Kişisel Farkındalık: Değerler ve Güçlü Yönler'

konusunu çalışmıştık. Kendisine ait 'Değerler Seti'ni ve 'Güçlü Yönler

Listesi'ni hazırlamıştı. Bunların ne anlama geldiğini ve yaşayacağı durumlarda

bunlardan yararlanarak nasıl bir çözüm üretebileceğini biliyordu. İhtiyaç

duyduğu sadece birinin O' na eşlik etmesiydi. Bu da benim görevimdi.


Öncelikle yaşadığı bu durumla hangi değerlerini nasıl ilişkilendirebileceğimize baktık

beraber:

·     Raporu hazırlamıştı çünkü 'Başarı Odaklı' idi. O çalışmayı yaparak duyacağı haz

önemliydi.

·     Rapor üzerinde uzun saatler boyunca, uykusuzluğu göze alarak çalışmıştı çünkü

‘Mükemmeliyetçi’ idi. Raporu hızlıca bitirse de uyuyamazdı ki zaten.

·     Raporu sabah tam vaktinde teslim etti çünkü ‘Kuralcı’ idi. Yöneticisi o saate

istemişti raporu ve bu artık O’ nun için bir kuraldı. Kurallara riayet etmediği

zaman da kendisini huzursuz hissediyordu.

·     Diğer ekip üyelerinin raporlarını teslim etmemeleri O’ nu rahatsız etmişti çünkü

‘Adalet’ O’ nun için önemli idi. Ya onlar da teslim etseydi ya da kendisinden

de o saatte istenmeseydi rapor.

Durumu bu şekilde analiz edince netlik oluştu, karmaşa ortadan kalktı. Rahatladı. Bu

rahatlık oturuşuna, vücut duruşuna, nefes alıp verişine, konuşma hızına ve

vurgularına kadar tümüyle görülebiliyordu. Bu durumu hemen ‘Yansıttım’ O’ na.

Rahatlama ile ilgili ‘Farkındalığı’ arttı. Hoşuna gitti. Şimdi ‘Duygu’

boyutundan tekrar ‘Düşünce’ boyutuna gelebilmişti.


Artık gereken; duruma farklı bir bakış açısı ile yeni bir anlam yüklemekti. Bu yeni anlamın yaratacağı duygu

da farklı olacaktı.


Yaşadıklarını bir kez de şöyle tarif ettik: O gece ‘Değerleri’ için çalışmıştı. Değerlerini

beslemişti. Evet uykusuz kalmıştı ama değerleri uğrunda bir şey yapmasaydı da

zaten uykusuz kalacaktı çünkü huzursuz olacaktı. Bir anda; İş, Yönetici ve

Rapor çıktı senaryodan ve esas başrol oyuncuları giriverdi: Hayatı, Kendisi ve

Değerleri. Bu tarifi kabullendi, benimsedi.

Peki; bir

teşekkür dahi edilmemesi ne olacaktı? Hemen ‘Değerler’ setine göz attık tekrar.

Takdir, tanıma, teşekkür, vb değerler setinde ya hiç yoktu ya da çok alt

sıralardaydı; ‘Öncelikleri’ arasında değildi. Peki şimdi bu değerlerini

‘parlatmak’ mı istiyordu acaba? Şöyle bir yokladı kendini; hayır, öyle bir

istek ya da ihtiyaç duymuyordu.


O halde bu nokta küçük ve önemsiz bir detaydı

O’ nun için bu yaşananlar içerisinde. Bir anda onlar da düştü gündemden.

Peki; yaşanan adaletsizlik ne olacaktı? Öyle adalet, öncelikli bir değer idi O’ nun için!

Birlikte bu kez de önem sıralamasına baktık. Şayet adalet en üstte ya da

diğerlerinden önce ise bu durumda adaleti sağlamak için bir dahaki sefere

kimsenin hazırlık yapmadığı yerde O da çalışmayacak ya da çalışmasını

sunmayacaktı. Bu seçenek sinmedi içine; O ne olursa olsun çalışır, hazırlanır

ve sunardı. Bu durumda da başkaları ile kıyaslama yaparak kendisinde

adaletsizlik ve haksızlık duygusu yaratmama kararı aldı. Adalet değerini başka

şekilde de besleyebilirdi. Süremiz dolmuştu.


‘Görüşme Kontratı’mızı tekrar hatırladık. Geldiğimizi noktayı kontrat ile kıyasladığında durumdan hoşnuttu. Bir dahaki sefere nasıl düşünüp ne şekilde davranacağını tespit etmişti.

Ben de O’ nun bu keşfine hem eşlik hem de şahitlik etmiştim. O’ na şükran borçluyum bana da u öğrenme fırsatını verdiği için . . .

11 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


bottom of page